30 Ekim 2010 Cumartesi

İstiklal Caddesi..

İstiklal Caddesi..

İki kilometre  metre uzunluğundaki o caddede ne anılar, ne öyküler yaşanmıştır kim bilir..
Benimkiler gibi.. J

O caddede yalnız yürüdüğümde eskiden yürüdüklerim gelir aklıma, hala yürüyebileceklerim ve yürüyemeyeceklerim olarak.
Hüzünlenirim,
Çünkü özlerim.
Gülüştüklerimi, el ele dolaştıklarımı..
Buluşma noktasında gördüğüm andan ancak ona sarılınca son bulan tebsümümü..
Tüm bakışları üzerimize çektiğimiz kahkahaları, yada sarhoş bir dostun yere çömelip soda içemeye çalışırken ayakkabıma kusanını..
Sonra bırakıp gittiğimi, peşimden koşanı, peşinden koştuğumu..
Anketörlerle yaptığımız sohbetleri yada küçük güzel sohbetleri..
Hadi denk gelmişken şu eylemede bir katkımız olsun diye patlatmayı..
Arkadaşlar önden yürürken arkada geçen ufak fısıldaşmaları..
Alkolün dozunu kaçırınca caddedeki insanları bulanık görüp o hallerine gülmeyi,
Bir dükkan önünden geçerken o müzikle büyülenmeyi yada  o caddede yürüdüğümle küçük dans figürleri yapmayı..
Yağmuru fırsat bilip o caddede artık yürüyemeyecek olduklarımı gözyaşlarıma doldurup istiklale akıtmayı…
Yaşadığım, yaşayabileceğim ve bir daha yaşayamayacağım ne varsa özlüyorum o caddeden ne zaman yalnız yürüsem…


27 Eylül 2010
02:59

Gözde Özhan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder