Her şey bu kadar renksiz ve sıkıcıyken neden aşk kırmızı?
Aşk’ı neden bu kadar çok istiyorum?
Hayatıma bir tek o mu renk katabilir?
Bugün bunu uzun uzun düşündüm..
Ne zamandır yalnız bir renk heyecanlandırır olmuştu beni?
Klasikleri hep sevmişimdir oysa.
Şimdi neydi bu kadar sıkıldığım?
Şimdi neydi bu kadar sıkıldığım?
Siyah beyaz suskunluğum, yalnızlığım, durgunluğum muydu?
Aslında her zaman sevmem çok konuşmayı,
Kalabalığı,
Hareketliliği..
Kalabalığı,
Hareketliliği..
Peki neden istiyorum böylesine kırmızıyı?
Tek bir kırmızı gökkuşağını yaratmazdı oysa bana..
Tek bir kırmızı gökkuşağını yaratmazdı oysa bana..
Bir umudun doğuşu olmalı sarı..
Bir denizin mavisi..
Bir yakının sağlığı olmalı yeşil..
Bir portakalın tadı damaklarımda tupturuncu..
Bir geçmişin morluğu..
Bir geçmişin morluğu..
Bir gecenin laciverti..
İşte tüm bu altı renk sıkıcı geliyor bana..
Sıradanlar işte..
Oysa kırmızı;
Her zamanki gibi heyecan verici,
İşte tüm bu altı renk sıkıcı geliyor bana..
Sıradanlar işte..
Oysa kırmızı;
Her zamanki gibi heyecan verici,
Çekici..
Evet kırmızıyı istiyorum ben !
Önümdeki ateşin kıvılcımıyla olan kırmızıyı.
Elimdeki bir kadehin içindeki kırmızıyı.
Elimdeki bir kadehin içindeki kırmızıyı.
Dudağıma yapışan bir çift dudağın kırmızısını.
Evet aşk istiyorum ben !
Evet aşk istiyorum ben !
22 Ocak 2010 21:27
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder